ÇEREZ POLİTİKASI

Web sitemizde 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez pollitikamızı inceleyebilirsiniz. TAMAM

sındırgı tarihcesi

Tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Sındırgı’nın şehir olarak kuruluşu 18.Yüzyılın sonlarında olmuştur. M.Ö. VI.ncı yüzyılda Persler, Lidya ve bütün Anadolu ile beraber   (Misya) denilen bu çevreyi de İran İmparatorluğuna katmışlardır. 200 yıl kadar İran egemenliği altında kalan bölge Bergama Krallığı ile birlikte Romalıların yönetimine geçmiş daha sonra, önce Bizans sonra Selçuklular tarafından ele geçirilerek idare edilmiştir. Karesi Beyliğinden sonra Osmanlı Egemenliği altına giren bölgeye gelen Çavdarlılar, Avşarlılar adlarını taşıyan Türkmen toplulukları, Sındırgı yöresine yerleşmişler ve Çavdarlı aşiretinden Halil Ağa’nın mezarı halen İlçemiz Karagür Köyü mezarlığındadır.

Halil ağanın torunları aralarında anlaşamayarak kardeşlerden Şerif İstanbul’a gitmiş, saraya girmiş bir zaman sonra PAŞA ünvanını alarak Sındırgı’ya dönmüştür. Kocakonak Köyüne yerleşerek Sındırgı ’nın bulunduğu yeri kendisine koruluk ve çiftlik yapmıştır. Daha sonra bu yeri cazip görüp Midilli adasından getirttiği Rum ustalarına Koca Camii (Şerif Paşa Camii )’nin, yanındaki hamamı, (Kocahan) yaptırmıştır. Böylece şimdiki Sındırgı Koruköy adını alarak 1845 yılında köy haline gelmiştir. 1884 yılında Belediye kurulmuş, 1913 yılında Bigadiç’ten ayrılarak ilçe olmuştur.

29 Haziran 1920 tarihinde Yunan işgaline uğrayan ilçenin halkı, canla başla mücadele ederek Rum Birliklerini (sindirmiş) (yıldırmış), sonuçta bir yerde barınamayacaklarını anlayan işgalciler bir çok yangın çıkardıktan sonra İlçeyi terk etmişlerdir.
 
3 Eylül 1922’de işgalcilerden temizlenen SINDIRGI bu günü resmi kurtuluş günü kabul edip,her yıl coşku ile kutlamaktadır.

Doğal güzellikleri ve yeraltı kaynaklarıyla Batı Anadolu'nun keşfedilmeyi bekleyen güzide ilçesi Sındırgı, Balıkesir’e  63 km, izmir'e 150 km, Akhisar'a   57   km,   Simav'a   87   km. uzaklıktadır.
 
SINDIRGI KUVÂ-Yİ MİLLÎYESİ

Yunanlıların İzmir i işgal ermesi ve istiklâl Harbinin başlaması üzerine, Sındırgılar da bu kutsal mücadelede yer almışlar, vatan uğrunda malları ve canları ile seve seve gönüllü olarak hizmet etmişlerdir. İkinci Balıkesir Kongresinde Sındırgı ‘yı, Eşraftan Şatır-zâde Emin bey ile yine Eşraftan Zühtü Bey-zâde Mustafa Bey temsil etmişlerdir. Balıkesir ve cephelerdeki Kuvâ-yi Millîye masraflarının %4 ü Sındırgı 'nın vatansever evlatları tarafından karşılanmıştır. Dördüncü Balıkesir Kongresinde ise Sındırgı kazasını İbrahim Efendi ile Azmi Bey; Çorum nahiyesini Ali Bey; Gölcük nahiyesini ise Ömer Efendi temsil etmişlerdir. Soma Cephesine bir milli taburla katılan Sındırgı, ayrıca Karakaya Milli müfrezesini de cepheye göndermiştir. Sındırgılı Ahmet Süreyya (Örgeevren) Bey ise Ayvalık'ta cephe Kumandanlığı görevinde bulunmuştur.  Akhisar ın ilk işgali sonrasında, Akhisar ‘dan gelen muhacirlere de kucak açılarak, iaşeleri ve barınmaları sağlanmıştır. Sındırgılı öğretmen Kadir Balkan ise Varnalı İsmail Hakkı Bey'in kumandasında olmak üzere Ayvalık Cephesinde takım kumandanı olarak görev yapmış ve büyük Kahramanlıklar göstermiştir. Sındırgı Kuvâ-yi Milliye harekelinde yer alan diğer isimler ise şunlardır; Fakı hacı Sadık Efendi, Sabri Bey-zâde Azmi Bey, Hasan Ağa-zâde Emin Ağa, Fakı-zâde Emin Efendi, Şatır-zâde Azmi Bey, Mehmet Efendi-zâde Ali Reşad Bey, İsmail Ağa-zâde, Ali Bey, Kocakonaklı şükrü Bey, Mehmet bey oğlu, Şükrü Bey, Arif Bey-zâde Sadık Bey, Ahmet bey oğlu Ömer Bey, Hüseyin oğlu emin bey, Kırkağaçlı Mehmet Efendi-zâde Ali Bey, Mehmet oğlu Saffet Bey, Bahaeddin Süleyman Efendi, Pehlivan-zâde Hacı Ethem Bey ve Nâki-zâde İbrahim- Bey Akhisar ve Soma cephelerinin çökmesi ve Sındırgı'nın 30 Haziran 1920 de işgal edilmesinden sonra pek çok Sındırgı lı Kuvâ-yi Milliyeci akıncı müfrezelerine katılarak yunanlılarla mücadelelerine devam etmişlerdir. Kasım Karaca ve Kasap Ziya bu müfrezelerde görev yapanlar arasındadırlar. Kuvâ-yi Millîye mensuplarından Hasan Ağa-zâde Emin Ağa ile Hacı Musa-zâde Fevzi Efendi, yunanlılar tarafından esir edilerek Eyne adası hapishanesine gönderilmişlerdir. iki yıllık, işgal acıları, İbrahim Ethem Beyin kumandasındaki Kuvâ-yi Milliye müfrezelerinin 3 Eylül 1922 Pazar günü sabah saatlerinde şehre girmesiyle son bulmaktadır.

29.11.2010  |  3879 kişi okudu
Sen Anlat

sındırgı tarihcesi hakkında sen ne düşünüyorsun?

Daha önce bu konuda hiç yorum yapılmamış