Cunda Adası, Türkiye'nin 4. büyük adası odası olup, bilinen adı Cunda, resmi adı Alibey Adasıdır. Ayvalık'a Lale Adası üzerinden köprüyle bağlı olup kara yoluyla ulaşım sağlanmaktadır. Toplam 2 köprüsü olan ada'nın biri Türkiye'nin en eski Boğaz Köprüsü'dür. Deniz yoluyla Ayvalık sahilinden Cunda Adasına motor seferleride düzelenmektedır. Ayvalık'ın 22 adasının içinde tek şehirleşmenin olduğu adadır. Hristiyan ve Müslümanların birlikte yaşadığı ilk mahallesinde Cunda Adası'nda 1873'te bir kilise inşa edilmiştir. Dar sokakları ve rum evleriyle doğallığını yitirmeden günümüze kadar gelmiştir. Zemini taş döşemeli, sarmaşık ve begonvilli sokaklarıyla insana samimi gelen bir yapısı var. Taksiyarhis Kilisesi, Despotun Evi, Aşıklar Tepesi, Agois Yannis Kilisesi, Tımarhane Adası, Cunda Sahil Çarşısı ve Taş Kahveyi ziyaret etmelisiniz.
Alibey Adası (Cunda), idari olarak Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı. Toplamda 22 adet olan Ayvalık adaları arasında Cunda, yerleşime açık olan tek ada. Cunda (Alibey) Adası hakkında diğer önemli bir bilgi ise Türkiye'deki en büyük 4. ada olması.
Ayvalık ilçesine bağlı olan Cunda Adası turizm bakımından ülkemizin en dikkat çekici adalarından biridir. Cunda denize sıfır otelleri ile öne çıkan benzersiz bir beldedir.Ayvalık çevresinde yer alan 22 adadan yerleşimin olduğu tek yer olan Cunda aynı zamanda ülkemizin Ege’de yer alan en büyük 4. adasıdır. Cunda Adası, sahip olduğu doğal güzellikleri kadar sahip olduğu turistik olanaklar ile de Ege’nin en hareketli ve güzel yerlerindendir. Bağlı olduğu Ayvalık kadar popüler olan ada her yıl turizm cirosunu ve tesislerini artırarak daha da dikkat çeken bir yer olmuştur. Eskiden kalma kilise ve manastırları, dar taş sokaklar arasında kalan tarihi evleri, plajları ve birbirinden ünlü restoranları ile Cunda son yılların en popüler gezi noktalarından biridir. 1924 yılında gerçekleşen mübadele sonrasında Cunda Adası nüfusunun büyük çoğunluğu Girit ve Midilli Adası‘ndan göçen Türklerden oluşuyor. Cunda Adası’na hem deniz yolu hem de kara yolu ile ulaşabilir olmak adaya ayrı bir özellik katmıştır. Denizin doldurulmasıyla bağlantı yolu yapılması Ayvalık-Cunda arasında kara ulaşımını da sağlamıştır. Ayvalık’tan ilk olarak Lale Adası’na 1817 yılında denizin doldurulması ile oluşturulan yol ile ulaşabilir buradan da 1964 yılında inşa edilen Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü ile Cunda Adası’na ulaşabilirsiniz.
Cunda'nın bugünkü ismi Alibey, Kurtuluş Savaşı sıralarında padişahın 'Yunanlılar’a teslim olun' fermanına karşı gelip, silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı olan Yarbay Ali Çetinkaya'dan geliyor. Adanın Cunda ile beraber diğer eski bir ismi ise Moshonisia (Kokuluada). Piri Reis'in Kitab-ı Bahriyesi'nde andığı Yund Adaları’nın da bu bölgeye ait olduğu tahmin ediliyor.
Cunda Adası'nın nüfusu 2000 yılı itibariyle 5000, ancak bu rakam yaz aylarında 20.000 civarına kadar çıkabiliyor. Ada nüfusunun büyük bir kısmı Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göçmüş Türkler'den oluşuyor. Bu nedenle adanın yaşlı nüfusunun büyük bölümü Rumca-Yunanca'yı bilmekte. Son zamanlarda ada nüfusu, emeklilik günlerini sakin bir bölgede geçirmek isteyen büyük şehir sakinleri tarafından arttırılmış durumda.
Adı Ayvalık ile bütünleşmiş olan bu adayı Rumlar Nesos olarak adlandırıyorlar. Adanın tarihe tanıklık etmiş kilise, manastır ve Rum evleri ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor ve beğeni topluyor. Rum evleri, kapı tokmaklarından, iç mimarilerine kadar enteresan ayrıntılarla dolu. Cunda’yı dolaşırken Taş Kahve’de çay içmeyi ve sokakları gezerken yolunuza çıkacak tarihi çeşmeleri incelemeyi unutmayın.
Ayvalık’ı açık denize kapayan bu adaya 1896 yılında inşa edilen bir köprü sayesinde karayolu ile geçilebiliyor. Yaz aylarında Ayvalık’tan Alibey Adası’na her saat başı motor seferleri de yapılıyor. Adaya otomobilleriyle gidenler araçlarını mutlaka girişte park etmeliler. Ayrıca adanın dar sokaklarında yürümek çok daha keyifli.
Ada içerisinde sekiz adet manastır bulunuyor. Cunda'da yer alan kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis Kilisesi. Bu kilisenin büyük çanı Bergama Müzesi’nde sergileniyor. Adanın yüksek kısımlarında boğazların, adaların, iç içe girmiş koyların güzellikleri seyredilmeye değer. Ada merkezinde sıralanmış olan balık restoranlarında, deniz ürünleri, mezeler, meşhur Papalina balığı ve zeytinyağlı ot çeşitleri servis ediliyor.
Cunda (Alibey) Adası hakkında; tarihinden, lezzetlerine, koylarından, evlerine kadar oldukça özel bir ada demek yanlış olmaz. Dar ara sokaklarda bulunan evlerin mimarisi, kiliseler, restore edilmiş kafeler - barlar, iskele karşısındaki Taş Kahve’nin muazzam yükseklikteki tavanı, evlerin camlarındaki rengarenk çiçekleriyle Cunda ziyaretçilerine can alıcı bir atmosfer sunuyor.
Cunda Adası'nın ziyaretçi çeken en önemli detaylarından biri; mezeleri ve yemekleri. Küçük balıkçı teknelerinin manzarası eşliğinde Girit lezzetlerinden oluşan bir akşam yemeği yemek Cunda'da yapılması gereken ilk ve en keyifli aktivitelerden.
Cunda’da ne yenir?
Adada pek çok balık çeşidini, deniz mahsülünü ve yabani otu tadabilmek mümkün. Levrek, mezgit, çipura ve papalina denen Ayvalık’a özgü balık çeşidi Cunda'da en çok tüketilen lezzetler. Balık çeşitleriyle beraber adada rağbet gören diğer yiyecekler ise; has zeytinyağı ile yapılmış Cunda mezeleri.
Cunda (Alibey) Adası hakkında, son yıllarda Türkiye'de yerli turizm merkezleri arasında kendisine önemli bir yer edinmiş durumda denebilir. Özellikle sahil şeridindeki balık lokantaları ve içki mezeleri ile biliniyor. Tekne gezileri sayesinde çevredeki diğer Ayvalık adalarını da keşfedebiliyorsunuz. Midilli Adası'na günü birlik olarak yapılan seferler sayesinde özellikle yazın Ayvalık'taki yabancı turist sayısı artıyor. Ada halkının turizmden sonra en önemli geçim kaynakları ise zeytincilik ve balıkçılık.
Alibey Adası, tarihi yapıları, doğal güzellikleri sebebiyle koruma altına alınmış ve 1976 yılında sit alanı olarak kabul edilmiş. Ayvalık ve çevresinde toplamda 17 bin 900 hektarlık doğal ve tarihi alan mevcut. Alibey Adası'nda anlaşma öncesinden, Rum Ortodokslarından kalma birçok kilise ve manastır bulunuyor.